6 Ağustos 2010 Cuma

Pişpirik öğrenmektense....



Beklenen anın sabahı, an itibariyle ben iş yerindeki gürültüden kulaklarımı tıkamış ama aynı zamandada bas bas Seyhan oskay nağmeleri eşliğinde debelenirken,büyük ihtimal babam evimde ,köşe bucak evdeki tüm deliklere sakladığım özel eşyalarımı arama aşamasına geçmiştir. Sabah tertemiz bıraktığım mutfak tezgahının,bulaşıklarla dolmuş olma ihtimali,demlenmiş ama yarısı içilmemiş çayın,çaydanlıkta sarı lekeler bırakma çabaları, açık klozet kapağı,tv yerine kullandığım pcyi açamayıp,sinirlenip küfürü bastığı anlarda muhtemelen gerçekleşmek üzeredir.



Yarı uykusuz ,kavgalı ve nedense yine ben hatalı geçirdiğimiz tek bir gece sonucunda ,yıllar evvel kendilerine sunduğum tezi,tekrar tekrar tekrar en ivedisinden kendilerine ispatlamış oldum, Ben evde kendi ayak sesimi duymadan,kendi kurallarım olmadan yaşayamıyorum. Toplu yaşama kurallarına uyamıyorum. Yıllar evvel gözde sanatçılarımızdan Yaşar, televole ve türevi bir programa ,yalnız yaşamayı seviyorum,gelen annem babamda olsa bir süre sonra sıkılıyorum ve gitmelerini rica ediyorum diye bir açıklama yapma gereğinde bulunmuş. Sevgili ataerkil toplumum,tüüüü kaaaaakaaaa diyerek alkışlarla boykot etmişler, adamcağızın yalnız yaşama isteğini hor görüp ,vay saygısız,vay utanmaz, vay anasına babasına sevgi saygıda duymuyor,bizde bu adamın korsan cdlerini alıp dinliyoruz,para kazandırıyoruz. Varsan baksan bu evlat zamanında anasına ''Anacım seni günü gelecek saraylarla yaşatıcam,göreceksin bak ''' diye sözde vermemiştir, Emrahın pürüspüt kardeşi Gülcan bile bundan akıllıdır,saygılıdır diye adamın hayatını zehretmişlerdi.


Birlikte yaşayıpda kendi ayak sesimi,kendi sesimi,kararlarımı ,almadan sürekli verdiğim karşılıksız saygının olduğu ,F'nin suskun olduğu dönemler geçti gözümün önünden tüm gece.
Bacak kadar boyuna bakmadan, her zaman arkadaşlarının gözdesi olmuş,bilumum sosyal faaliyetlerde hep en sırada yer almış,burnunu sokmadığı bir cacık kalmamış ben, eve girince külkedisi misali,F' bana bir bardak su getir diyen öküz abinin sağıma soluma tepikler atıp,ertesi gün okula gitmemek için raporlar almak zorunda bıraktığı,o burnumu soktuğum her türlü sosyal faaliyette,bu kendi parmak kaldırmıştır,enayi ya bu ,milletin enayisi ,gitmez olur biter ,tak tuk, '' bak babama söyleme bi daha dayak yersin'' cümlesinin verdiği korkuyla hep yarıda bırakılan hayatımın ,en dandik yönetmen tarafından bile ulan bu film tutmaz deyip kaldırıp kenara attığı bi senaryo gibi ,çöp kutusunda, tepesine izmarit dökülmüş,benim gibi tutmayan çöpe atılan senaryolarla birlikte bilmediğim pişpiriği oynarken ,benim için ne kadar değerliyse, onlar içinde o kadar sıradan ve değersiz olduğunu hissettim.

Birlikte geçireceğimiz tek gecede bile,konuyu dönüp dolaştırıp oğluna getirmesi,yıllardır küs olduğumuz halde, ulan sen küçüksün eşek sıpası, birde avratsın, o senin abin kesin sen hatalısındır cümlesiyle ,benim fillerle zürafaları şahlandırıp (bu filler ve zürafalar sevdiceğim olan heriften yadigar) kendimi komplo teorisindeki Mel Gibson gibi hissetmeme sebebiyet verdi. Değil Amerika sokaklarında sarı taksi sürücüsü olmak,dört teker namına hiç bişey kullanamayan ben( araba kullanmayı babamın hararetli direksiyon öğretmenliği çabaları yüzünden öğrenememişliğim vardır) gecenin bir vakti nasıl etsemde son gaz buralardan gitsem diye kaçış planları aradım. Evet altı üstü bir gece, oğlundan uzak geçiremedik,baba kız olamadık.
Ne var sanki,gelir gelmez oynadığın özledim ulan eşek sıpası oyunlarına devam etseydinde,gecenin bir vakti tepiştirmeseydi fillerimi.
Neyseki şu an sakinim, filler uyuyo, yazıya başlayalı yaklaşık 2 saat oldu, fırsat buldukça yazdığım cümlelerim tükenirken , babamda şu aralar evimin içine sıçmış, ve ihtimalen her ne kadar sabah saçlarımı okşayıp ,barışma eylemlerine tabi tutsada beni, akşam eve geldiğimde okuyayımda bir uykusuz gece daha geçireyim diye, ufak bir not parçası yazmış ve gitmek için yola çıkmak üzeredir.
Notta geçen muhtemel cümleler aklıma geldikçe,hatta yazma ihtimali geldikçe Seyyan Hanımın sesini yükseltip'' Uzaklığı özleyen bir martı gibi kaçtın sevginin sahilinden,gözlerimin ufkundan.. Bir yaz bulutu gibi geldin ve uzaklaştın'' diyen sesi eşliğinde sessiz çığlıklar atıyorum. Nitekim kimse duymuyor...
F and D'nin pişpirik bilmeyen F'si
Sevgiyle kalın....

2 yorum: