29 Ekim 2010 Cuma

Naylon Aşk

Kendimi kaybettiğim andır şu an..Gözlerim düşüyor yüzümden....Ölümümü aşeriyorum şu sıralar..Ellerine bıraktığım ne kadar düş varsa düşürdün..Kırığım...Naylon bir aşkı eritmekten geliyorum....Tanrı'nın bile inandığı koca bir yalandın sen...Hiç oldun sonra...Acının dilini koparmanı ve aşka konuşmayı öğretmeni istemiştim......Ruhuna fatiha okumadığın ve mekanını cennete ulaştıramadığın bir aşk bu....Ölü aşıklar kentine gidiyor ayaklarım ve cesetlerini saklıyor saklama kaplarında...Ben tüm anlamlarımı alfabe hırsızı bir adama çaldırdım.En aşık yanımıda aldı üstelik...Acılardan peydahladığım tüm çocuklarımı siyanür tadında sütlerle emzirdim..Şimdi tam içimde, kurumuş kırmızılığın orta yerinde, ağlak,kirli,paspal bir yaşlı kadın oturur...Sunduğu aşk bir kelebeğin ömründen daha kısa olan bir adam(cık) sevdim....Ellerim kendini kaybetmiş bir esrarkeş gibi durmadan seni yazıyor....İçimin parantezleri senle açılıp sensiz kapanıyor...Ünlem, noktasını soru işaretinin altında, uygunsuz basıyor, katil oluyor...Noktasız bir kazık kalıyor...Kalın harflerle yaşanan tüm aşklar harfsiz biter..Gittin...Ela' ya benziyordu gidişin...Sure sure büyüttüğüm bir aşktı katlettiğin...Aşkın en alkolik haliydim...Karıncayı gözünden, kelebeği kanadından öldürüp gittin...Başından vurma diye başlıksız şiirlerim....AŞK ' ın dini yoktur peygamberide....Ve terkedilen aşıklar yazmıştır kitabını....Vayyy.... Adam nasıl gittin...Nefesimin bile soluğunu kesti gidişin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder