30 Mart 2010 Salı

Döner Sandalye

Resmi dairelerden nefret ettiğimi söylemiştim değil mi? Nefret ettiğim kadarda varlar ama.Hani tamam istediğim meslekte çalışmıyorum hatta şuan çalışmıyorum bile,ne yaptığımı sormayın bile kendimi arıyorum... Bu yaştan sonra bulsam tutup alnından öpücem kendimin ama... Tüm gün boyunca binlerce kez aynı cümleyi kurdum aklımda,iyiki masa başı bir işte çalışmıyorum. Bana göre olmadığını anlayalı seneler oldu ama ,her devlet dairesine girdiğimde terler dökmemin sebebide bu sanırım. Çalışanlara bahane bulmuyorum,hani sinirlidirler,aksilikleri üstündedir,insanlarla uğraşmaktan bıkmışlardır vs.vs beni asıl boğan küçücük bir sandalyede sabah 8 akşam 5 çalışmak sanırım.Ya klimalar çalışmazsa,ya yan masadaki arkadaşın haftada bir yıkanan biriyse,şefin çekilmez evde kuramadığı otoriteyi iş yerinde rütbesine dayanarak kuruyorsa :S ıyyyyyyy... Belki şu bilgisayar başında kullandığımız dönen sandalyeler sorunumu çözebilirdi :D yan masadaki arkadaşımımı sevmedim döndür sandalyeyi :D canınmı sıkıldıııııı haha deli derlerdi sanırım oturduğu sandalyeye salıncak muamelesi yapan bir kurum çalışanına :D hani çocukken yapardık ya biz yada arkadaşımız salıncağa oturur zinciri döndürebildiğimiz kadar döndürüp serbest bırakırdık woooowww :D gerçi her yapışım sonunda sağımda solumda sayamayacağım kadar çok dikiş sahibi oldum ama ... Bunu sıkıcı bir devlet kurumunda uygulamak hoş olabilirdi. Sonrasında geçer kenara insanların deli bakışlarını izler keyiflenirdim :D Gerçi bendeki şanssızlıkla yine ya birkaç dikiş sahibi olurdum yada ufak bir uçuşla sevmediğim birinin kucağında bulurdum kendimi ya...
Ayyy neyse,nerden nereye geldi konu... Sabahın köründe kalkıp önce bankaya sonra abonelik evraklarını alıp belediyeye gittim. Evin tapusu lazımmış,aklımdaydı nasıl atladım onuda bilmiyorum ya.Ev sahibimemi arayıp tapuyu fakslaması için numara verdim,ama ofisi dışında olduğu için birkaç saat sonra yollayabileceğini ,beni arayacağını söyledi . Devamını söylememe gerek var mı hala aramasını bekliyorum... Anlayacağınız sevmediğim mekana yarın ufak bir yolculuk daha yapacağım.Oysa yarın için planlarım vardı,birşey değil bugünümüde yedi... Offf off...
Bu arada biraz merak edin aklımdan geçenleri,birkaç güne kalmaz öğreneceksiniz :D Yok yok ısrar etmeyin tüyoda vermeyeceğim... Karşınızda bir bela mıktanısı,öğretmenlerin şanssız sözcüğünü cümle içinde kullanırken örnek verebileceği biri var :) Söyleyipde yapamazsam ağlarım sonra :D
29.03.2010


Sevgiyle kalın....

Ps:Birisi bana bu blog saatini ve gününü nasıl düzenleyeceğimi söyleyebilir mi :D

2 yorum:

  1. Su bas belasi Devlet kurumalari! NEFRET EDIYORUM! Calisanlanri da sanki ozenle secilmis gibi oluyor,ya da zamanla ayni sekli aliyor hepsi,giyimleri,bakislari,oturuslari,agir agir o ellerindeki kagitlari evirip cevirmeleri,bir damga icin elli saat bekletmekten keyif almalari,o oturduklari koltuklarda kendilerini bambaska yerlerde sanmalari....Her gittigimde En aksi tavrim ustume yapisiyor,off neyse bir gun daha gitmen gerekecek umarim hemen biter de kurtulursun:S
    bu arada su saat ve taroh olayini bende cozemedim hala:( ve aslinda su blog sayfasinin bir cok ozelligini cozemedim de caktirmamaya calisyorum:D

    YanıtlaSil
  2. Zaten geriliyorum ve gergin bir şekilde gidiyorum,ve her gittiğimde mutlak şartlanmış gibitartışıp çıkıyorum:D Ve haklısın sanki hepsi birbirine benziyor gibi,sanırım göreve ilk başladıklarında şevkle çalışanlar işlerin sevmediklerinş anladıklarında değişiyorlar. İnsan yaptığı işi sevmeli.

    YanıtlaSil